Ne çok duyarız, “Bu yaştan sonra…” diye…

Çok duyduğumuz bir sözcük grubudur aslında, “bu yaştan sonra…” Belki sonuna soru işaretini de hak ediyordur, bu sözcük grubu. Çünkü, genel de soru kipi ile gelir bu grup ve çoğu zaman da yargılama ve ön yargı içerir.

Kimi, der ki, “bu yaştan sonra olur mu?”, bu sözcük grubunu konuşmasının başına getirerek. Kimi de derki, “Olur mu (canım) bu yaştan sonra?” deyip, bu sözcük grubunu sona alarak.

Peki, kim sorar bu soruyu? Çoğu zaman elalem. Yani, başkaları. El yani yabancı sorar.

Kimi zaman da kendimiz kendimize sorarız. Aslında, bir frenleme sorusudur, tek başına.

Bazen de bir uyarıdır. Bu sorunun karşılığı, “her şeyin bir zamanı var” cümlesi ya da, “Ağaç yaşken eğilir.” atasözüdür.

Bu yaştan sonra, bir işe başlanır mı? Fiziksel zorluk gerektiren, sağlığın bir fonksiyonu olarak ele alınabilen işler için, bu soru belki geçerliliğini koruyabilir. Yukarıda da verdiğimiz üzere, bir uyarıdır. Ama, birine bir konu hakkında niyetinizi söylediğinizde, mesela, 50 yaşından sonra, keman çalmak istediğinizi söylediğinizde, belki bir virtüöz olarak, olamayacaktır ama, içinizdeki yarım kalmış hobiyi dışarı çıkarmak adına, cesaretinizi kırabilir. Çoğu insan, vaktiyle gidemediği üniversiteye ya da bir kursa, belirli bir yaştan sonra gitmeyi dener. Farklı ülkelerde, seksen yaşın üzerinde doktoraya başlayanlar ya da 60' lı 70' li yaşlarda, üniversite okumaya başlayanlar görürüz.

“Bu yaştan sonra…” bir cesarettir aslında. Bu yaştan sonra, dağa tırmananlar, sörf yapanlar, atlayış yapanlar, çok görürüz. Aslında, küçükken duyduğumuz, “daha yaşın kaç, başın kaç” sözcüklerinin, büyüdüğümüzde duyacağımız halidir, “bu yaştan sonra…”

Bir farkındalıktır, farklılıktır, bu sözcükler. Alışılmışın dışını çağrıştırır. Çoğu farklılığı da, insanlar eşi dostuna yakıştıramazlar. Belki de kendi yapamadıklarını, karşıdaki yaptığı için bir sıkıntı ortaya çıkar. Bunun adına, kıskançlık da denilebilir. Karşıdakinin güzel bir yoludur, yaptığını, “bu yaştan sonra…” diye eleştirmek. Sözcük grubu, olumsuzluk çağrıştırır.

En çok da, kendimizi frenlerken, “dur ya, ben ne yapıyorum, bu yaştan sonra…” demek, kendimiz için olumlu bir kontrol parametresi olabileceği gibi, kendimizi, kendimize getirebileceği gibi, yapmaktan vazgeçmek, sonuçta da kaybetmek gibi bir yere de götürebilir. Artık benden geçti de denebilir. Çok meşhur kişilerin, bir şeyleri ileri yaşlarında başardıkları için, kendimize güven de gelebilir.

Hani, aynı adlı bir şarkıda olduğu gibi, “bu yaştan sonra olsa ne olur olmasa ne olur.” deyip, yürünmüş yolları tekrar yürümemenin bıkkınlığını, hayal kırıklığını, pişmanlığını ve yorgunluğunu da içerebilir.

“Belirli bir yaştan sonra…” ile, “bu yaştan sonra…” arasında da özellikle, insanın fizyolojisi açısından çok fark var. Yaşına göre hareket etmek, yaşını başını almış, insan gibi davranmak farklı şey elbette.

O nedenle, dış ve iç sesleri harmanlayıp, soğukkanlılıkla, karar vermek, doğru karar vermek, en doğrusu…

--

--

Hakan F. Öztop, ArGe, Proje, İnovasyon, makale,

Academician, R&D, loneliness researcher, yalnızlık araştırmacısı, #innovation, #CFD, academicalcareer coach, www.hakanfoztop.com